Yazarbıyık

Merhaba, bu blogun kalemlerinden biriyim.
Kendimi tanımlamam gerekirse, sanırım en doğru kelimeler “hisseden” ve “düşünen” olurdu. İçimde, zaman zaman kontrol edemediğim bir gözlemci yaşıyor; insanların mimiklerini, söylediklerinden çok sakladıklarını, sessizliklerindeki yankıları izliyor. Belki de bu yüzden yazıyorum: Çünkü yazmak, çoğu zaman dile gelmemiş duyguların sesini açmak gibi… Susturulmuş iç seslerin bir çeşit tercümesi.

Psikolojiye duyduğum ilgi yalnızca akademik değil, derinlemesine kişisel. İnsan ruhunun kıvrımlarını, bastırılmış arzularını, karanlık odalarını ve yeniden doğma ihtimallerini büyüleyici buluyorum. Kendi yaralarıma bakarken başkalarının izlerini de görmeye başladım. Bu yolculukta anladım ki, insan en çok kendiyle yüzleştiğinde başkalarını da anlayabiliyor.

Tutkuluyum. Dürüstüm. Biraz da inatçı.
Sorgulamadan edemem; kolay ikna olmam ne hayata ne de insanlara. Ama bu sorgulamalar beni yüzeyin altına inmeye, samimiyete ve sahiciliğe daha çok yaklaştırıyor. Gerçek olanın, kırılgan olanın, insan olanın izini sürüyorum.

Bu blogda yazdıklarım bazen içimdeki fısıltı, bazen sokakta rastladığım bir yüzün anlatamadığı hikâye, bazen de anlamını hâlâ çözemediğim bir rüyanın yankısı olabilir.
Her satırda benden bir parça var.
Ve belki, sen de okurken kendinden bir parça bulursun.

📚 Muhammed Aksoy Yazıları

Tüm yazılarını görmek için tıklayın