Farklı Kültürlerde Güneş Sembolizmi
Güneş Sembolizmi
Güneş, hemen hemen tüm tradisyonlarda kutsal kabul edilen; ışığın, bilginin, iyiliğin ve Yaratıcı gücün temsili olarak karşımıza çıkan bir semboldür. En yüce kozmik güç; her şeyi gören ilahilik ve onun gücü, Tanrı’nın fizik ortamda tecellisi, kozmosun kalbi, varlığın ve sezgisel bilginin merkezi, dünyanın zekâsı, aydınlanma, gündüzün ve adaletin gözü, fethedilmemiş olan, ışık, parlaklık, adalet ve asalet güneşle ilişkilendirilen kavramlardandır.
Güneş, pek çok toplumda kabul edildiği gibi İlahi İyiliğin görünürdeki imajı, ‘Işığın Aşkın’ arketipidir. ‘İlahi Işığın Kelamı’ olarak da kabul edilir. Gelmiş geçmiş tüm kadim bilgeliklerde güneş sembolüne rastlanır.
Güneş sembolleri olarak kullanılan pek çok sembol vardır: Dönen tekerlek, disk, merkezinde nokta olan daire, ışınlar yayan daire, svastika, ışığı ve güneşin ısısını ifade eden düz ya da dalgalı ışınlar, beyaz veya altından olan ve güneş tanrıların sürdüğü ışıklı savaş arabaları, dünyada güneşten gemileriyle yol alan güneş tanrılar, ışıklı bir yüz... Bunlar güneşi simgeleyen sembollerden bazılarıdır. Ayrıca, tüm kadim uygarlıklarda güneş sembolüne rastlanır. Hepsi kendi anlayışlarına göre bu sembolü ifade etmişlerdir.
Astrolojide
Astrolojide güneş; hayatın, canlılığın, bireylerin enkarne karakterlerinin, kalbin ve onun isteklerinin sembolüdür.
Aztekler'de
Güneş, saf ruhun ve havanın sembolüdür. Kartal, yükselen güneşi ve göksel unsuru temsil ederken; hem kaplan hem de yere inen kartal, güneşin batışını ve dünyevî unsuru temsil eder. Tüylü yılan sembolü de güneşle ilişkilidir.
Hristiyanlıkta ve Eski Ahit’te
Hristiyanlıkta güneş, Baba olan Tanrı’yı; yani evrenin yöneticisini ve sürekliliğini sağlayanı, ışık ve sevgi yayıcısı olanı temsil eder. İsa, doğruluk güneşidir; Logos ise insandaki İlahi Öz’dür. Çarmıha gerilme ile ifade edilen Güneş ve Ay, İsa’nın iki doğasını ve Evrenin Tanrısı’na bağlı olan Doğa’nın güçlerini temsil eder.
Bazı dördüncü yüzyıl mozaiklerinde İsa, Helios’a benzer bir figürde, bir güneş savaş arabasının içinde ve etrafı güneş ışınlarıyla veya güneşten bir hale ile çevrili olarak resmedilmiştir. Hristiyan ikonografisinde doğunun üzerinde tekrar tekrar yükselen güneş, ölümsüzlüğü ve yeniden doğuşu sembolize etmektedir. Roman sanatında ise İsa, zamanı yenmiş olanlardan biri olarak sık sık güneşle özdeşleştirilir. Çünkü güneş, her günün uzunluğunu ölçmektedir.
Eski Ahit’te güneş, Tanrı’nın gökkubbeye yerleştirdiği iki büyük ışıktan biri olarak kabul edilmiştir (Tekvin, 1:16). Güneş, başmelek Mikail’in evidir; ay ise Cebrail’in. Aziz Thomas Aquinas, göğsünde güneşle resmedilmiştir.
Yahudilikte
Güneş, İlahi İrade’nin ve İlahi Rehberlik’in simgesidir. Hindistan’da ve Suriye’de Varuna’nın, Pers inancında Ahura Mazda’nın, Yunanistan’da Helios’un (güneş tanrısı) ve Zeus’un, Mısır’da Ra’nın gözü olarak belirir. İskandinav inisiyasyonunda ise Odin’in gözü her şeyi görendir.
Avrupa Törenlerinde
Avrupa törenlerinde gün dönümleri sırasında yakılan tekerleklerin yuvarlanması gibi ritüeller, güneş güçlerinin büyüsel bir biçimde yenilenmesi işlevine sahiptir. Özellikle kuzey ülkelerinde, kış gündönümüne doğru günlerin kısalması; güneşin bir gün sönme ihtimaline dair kaygıyı doğurmuştur.
Bu kaygı ise dünyanın sonuyla ilgili görüşlerin doğmasına neden olmuştur. Güneşin düşüşü ya da sönüşü, dünyanın sonunun işaretlerinden biridir; yani kozmik döngünün sonunu ifade eder. Bu ise genelde yeni bir kozmogoni ve yeni bir insan ırkının habercisidir. Bu bilgiyi çağrıştıran bir diğer kavram da “Güneş Kahramanları”dır. Güneş Kahramanı miti, yaratıcı tanrı ile ilişkilendirilir. Kahraman dünyayı kurtarır, yeniler, evrenin yeniden düzenlenmesini sağlayan yeni bir dönem başlatır. Bu, aynı zamanda Tanrı’nın mirasını korumak demektir.
Anadolu’da
Ruhsal anlamda atfedilen öneminin yanı sıra, güneşin dünyasal tezahürleri incelendiğinde, insanlık tarihi boyunca krallarla ve kahramanlarla özdeşleştirilen güneş ile uygarlıkların gelişimi arasında bir paralellik bulunduğu görülmektedir. Bazı araştırmacılar, güneş tanımıyla birlikte uygarlığın temel esaslarını, göçler ve savaşlar aracılığıyla her yere yayan “Güneşin Çocukları”ndan söz etmişlerdir.
Güneşin ya da "Yıldızın Doğduğu Ülke" anlamına gelen Anadolu’da yapılan arkeolojik araştırmalarda, güneşi sembolize ettiği düşünülen pek çok metal disk bulunmuştur. Türkler güneş sembolüne çok önem atfetmiş; Öntürkler güneşi son derece önemsemekle birlikte ona tapmamışlardır. Mevlânâ’ya göre güneş, perdenin ardındaki Güneş’in yansımasıdır. O, evrenin kalbi, gökyüzünde ve dünyada Tanrı’nın işaretidir.
Yorumlar
Yorum Gönder