“Bir Yerlerde Her Şey Devam Ediyor”
Bazen hiçbir şey yapmadığım hâlde yoruluyorum.
Sanki dünya benden habersiz dönüyor, ama ben onun yorgunluğunu taşıyorum.
Kaldırım taşları hâlâ ıslak, biri geçmiş gibi…
Ama ben oradan geçmedim, hiçbir yere gitmedim.
Sadece içimde bir yol yürünüyor.
Kiminle, nereye, neden — bilmiyorum.
Belki de insan, kendi içinde başkasının ayak seslerini duyan tek varlıktır.
Dışarısı kalabalık, içerisi sessiz.
Sokağın sesi içime çarpmıyor artık.
Ne bir kahkaha yankı buluyor içimde, ne bir çığlık.
Tuhaf bir boşluk var, ne tam hüzün, ne tam huzur.
Bir şeyin eşiğinde gibiyim, ama o şey gelmiyor.
Kapı aralık, ama ne gelen var ne giden.
Ve en kötüsü de bu: Hareket yoksa zaman bile geçmiyor.
İçimizde Büyüyen Sessizlik
İnsan bazen konuşmadan da bağırabilir.
Gözleriyle, omuz düşüklüğüyle, hatta sessizliğiyle.
Ama kimse duymaz.
Çünkü herkes kendi sesine sağır.
Kimse kimsenin içini duymuyor artık.
İnsanlar karşı karşıya değil, yan yana yorgun gibi.
Omuz omuza değil de, omuz omuza sürünen bir yığın gibiyiz.
Sosyal medya gibi, her şey gibi…
Bir şeyler sürekli akıyor ama hiçbir şey yerleşmiyor.
Bir yüz görüyoruz, üç saniye sonra başka bir yüz.
Ama kimseye tam bakamıyoruz.
Her şey “devam ediyor” görünse de, aslında hiçbir şey kalmıyor.
İlişkiler, cümleler, dostluklar, anılar…
Hepsi yarım kalıyor, hepsi çabuk bitiyor.
Ve bu yarımlık, insanı içten içe eksiltiyor.
Belki de Bu Yüzden Umut Var
Belki de bu yüzden yorgunum.
Hayatın hızına yetişmekten değil; hiçbir şeye tutunamamaktan.
Sürekli geçip giden bir şeyin kenarında bekliyorum sanki.
Ben yokken yaşananları düşünüyorum.
Birileri gülüyor, âşık oluyor, ayrılıyor, yeni kararlar alıyor.
O sırada ben sadece oturuyorum.
Hareket etmeyen bir akıntının içindeyim.
Hem varım hem yokum.
Ama işte, bir yerlerde her şey devam ediyor.
Ben durduğumda bile birileri koşuyor.
Ben içime kapanırken, bir çocuk ilk adımını atıyor.
Ben susarken, biri sevdiğine “seni seviyorum” diyor.
Ve belki de bu, biraz iyi hissettiriyor:
Hayat, ben olmasam da devam ediyor.
Ve belki bir gün ben de yeniden dâhil olurum o akışa.
Bir gün sabah uyanır, anlamı olmayan sabahların aslında kıymetli olduğunu fark ederim.
Bir gün adını koyamadığım duygular, bir şarkıda, bir bakışta çözülür.
İçimdeki yorgun yolcu dinlenir.
Ve belki de o gün, bu yorgunluk bir anlam kazanır.
Çünkü her şeyin devam ediyor olması, bir kayıp değil — bir ihtimaldir.
Ve ihtimaller, yaşamak için yeterince güzel sebepler olabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder